Elif 27 yaşında, cinsel olarak aktif ve heteroseksüel bir kadın. Korku ve kaygı yüzünden daha önce hiç jinekoloğa gitmedi. Arkadaşlarından duyduğu deneyimler ona çok rahatsız edici ve huzursuz hissettirdi. Elif düzenli kontrollere gitmek istese ve bunu gerekli bulsa da duydukları gitmesine engel oluyor. Ayrıca, gitmesi gerekirse seçeceği doktoru çok fazla araştıracağını ekliyor. Ne yazık ki, Elif’in hissettikleri Türkiye’de oldukça yaygın. Türkiye’de insanlar jinekoloğa giderken endişeli hissediyor. Yapılan bir çalışmaya göre katılımcıların %47’si sadece hastalandığında jinekoloğa gidiyor ve önleyici rutin kontrollerden geçmiyor. Aynı çalışmada, katılımcılara ‘jinekoloji muayenesi size nasıl hissettiriyor’ sorusu sorulmuş ve 0 (rahat), 50 (tedirgin), 100 iyi hissetmiyorum) değerlerinden katılımcının istediği şekilde puanlamasına müsaade edilmiş ve katılımcıların verdiği yanıtların ortalaması 44 elde edilmiş. Bu sonuç katılımcıların önemli bir çoğunluğunun rahatsız ve gergin hissettiğini gösteriyor. Peki, neden bu kadar insan basit bir sağlık hakkına erişirken bu hislerle başa çıkıyor? Bunu daha iyi anlayabilmek için jinekoloji deneyimlerini daha detaylı inceleyelim.
Doktorlar kendi ahlaki değerleri ve yaşam şekillerini hastaya yansıtıyor
Jinekolojik muayenede yaşanan olumsuz deneyimlerin büyük bir kısmı doktorların kendi ahlaki değerlerini ve yaşam şekillerini hastaya yansıtmaları ve gerekli olmayan yorumlarda bulunmalarından kaynaklanıyor. Türkiye’de doktorlar hastanın aktif cinsel hayatı olup olmadığını öğrenmek için genellikle ‘evli misin’ sorusunu soruyor. Bu da aslında sadece evli olunması durumunda bir cinsel hayatın olabileceği ve heteroseksüel olunduğu varsayımıyla beraber geliyor. Hastaların saygı görmesi ve yargılanmadan tedavi olabilmesi gerekirken cinsel hayatları hakkında bilgi verdiklerinde yargılandıklarını hissediyorlar. Birçok hasta muayene sırasında bakire olmadığı için utandırılmaya çalıştığını anlatıyor. Bir kadın ilk kez jinekolojik muayeneye gittiğinde doktorun ona himenin mikropları engellediğini ama şimdi her türlü cinsel hastalığa açık olduğunu söylediğini anlatıyor (Yel, 2020). Ek olarak bazı doktorlar evli olmayan kadınlara cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar ve SMEAR testleri yapmayı reddediyor.
Kürtaj ve hamilelik
Bekaretin yanı sıra doktorlar kendi değer yargılarını kürtaj ve hamilelik konusunda da hastalara yansıtıyor. Heteronormatif varsayımlara ve pro-natalist ideolojiye bağlı olarak bazı doktorlar hastalara her kadın doğum yapmalı fikriyle yaklaşıyor. Örneğin, polikistik over hastasına bir doktor, “bir an önce evlen kiminle berabersen çünkü senin yakında çocuğun falan olmaz” diyor. (Alpar, 2020). Hamilelikle alakalı başka bir travmatik deneyim ise şu şekilde: hasta kürtaj için gittiğinde, hasta istememesine rağmen doktor fetüsün kalp atışlarını dinletiyor ve “çok sağlıklı bir bebek” diyor (Alpar, 2020).
O’Neill’e göre (2017), devlet hastanelerinin sadece %7,8’i sebep talep etmeden kürtaj hizmeti veriyor ve %78’i sadece tıbbi zorunluluk varsa kürtaj yapıyor. Ek olarak, O’Neill’in yeni yaptığı araştırma 2020’de tıbbi zorunluluk durumunda kürtaj yapma oranının %14’e düştüğünü gösteriyor. Yani, Türkiye’de kürtaj illegal olmasa da kürtaja erişim oldukça zor ve doktorlar kendi fikirlerini yansıtarak bunu daha da zor bir hale getiriyor. Kürtaj oldukça kişisel bir karar ve doktorların süreç hakkında gerekli bilgileri aktarmak dışında yorum yapmaması gerekiyor.
Rahim içi araç (spiral)
Rahim içi araç küçük T şeklinde plastik ve bakırdan oluşur ve rahim içine döllenmeyi engellemek için yerleştirilir. Evrim biseksüel bir kadın ve çocuk yapmayı düşünmüyor. Detaylı bir şekilde korunma yöntemlerini araştırdıktan sonra rahim içi araç dikkatini çekiyor ve yaptırma kararı alıyor. Fakat doktora gittiğinde, doktordan “bu yöntemi evlenmemiş kadınlara önermiyoruz. Çocuk yapmayı düşünüyorsun, değil mi?” yanıtını alıyor. Burada da her kadın evlenmeli ve çocuk yapmalı düşüncesini bir kez daha görüyoruz. Çocuk yapmamış rahimli kişilerin rahim içi araç kullanamayacağı bir kavram yanılgısı. Yapılan çalışmalara göre doğum yapmamış kişilerde dışarı atma oranı daha yüksek. Fakat bu kadına herhangi bir zarar vermiyor, sadece hamilelikten korunmamış oluyor (Toolkits, 2006). Ayrıca, rahim içi araçlar çıkarılabiliyor. Yani kişi fikrini değiştirirse kolaylıkla çıkarılabilir ve doğurganlık kısa zamanda normale döner. Doktorların bu noktadaki vasfı hastayı riskler hakkında objektif bir şekilde bilgilendirmek ve kendi kararlarını bağımsız bir şekilde vermelerine izin vermek olmalı.
Heteronormativite ve LGBTİ+ sağlığı hakkında bilgi yetersizliği
LGBTİ+lar ayrımcı nitelikte olmayan cinsel sağlık ve üreme sağlığına heteronormative ve tıbbi eğitim, cinsel sağlık ve aile planlamasındaki heteroseksizm yüzünden erişemiyor. Heteronormativite, heteroseksüelliğin varsayılan normal ve tek cinsel yönelim olarak algılanması ve herkesin bu şekilde yaşadığı düşünülmesi anlamına geliyor. Yani, bu normlar bütünü içerisinde heteroseksüellik normal ve doğal olarak görülürken diğer var oluş biçimleri doğal olmayan ve sapkın olarak görülüyor. Hastalar jinekolojik muayenede genel olarak heteroseksüel ve cis-kadın olarak varsayılıyor. Bu da LGBTİ+ların görünmez hale gelmesi ve önemsenmemesine yol açıyor ve deneyimlerini daha da zorlaştırıyor.
LGBTİ+ bir hastaya denk geldiğinde sağlık çalışanları meraklı bir hale bürünüp gereksiz sorular sorabiliyor. Örneğin Deniz, vulvası olan non-binary biri ve vulvası olan biriyle cinsel ilişki yaşıyor. Muayene sırasında bundan bahsettiğinde, muayeneyle alakası olmamasına rağmen şu soruları alıyor: “nasıl birlikte oluyorsunuz ki?”, “penis olmadan seks nasıl oluyor?”. Bu da gösteriyor ki doktorlar LGBTİ+lara yönelik cinsel sağlık ve üreme sağlığına dair yeterli bilgiye sahip değil. Özellikle lezbiyen ve biseksüel kadınlar doktorların onların ilişkiye girme biçimini ve bununla alakalı sağlık risklerini anlamadıklarını söylüyor.
Doktorlar ve hasta arasında etkili iletişim eksikliği
Jinekolog Irmak Saraç’a göre, güven ve güvenli alan yaratmak için hasta muayenede karşılaşacağı her adım konusunda bilgilendirmeli. Doktor yapacağı her müdahale için onay almalı ve hastaya “dur dersen dururum acelemiz yok” gibi rahatlatacak cümleler söylemeli, nefes alması hatırlatılmalı. Bu aşamalar izlendiğinde ve güvenli bir iletişim kurulduğunda, jinekolojik muayene acı verici veya travmatik olmuyor. Muayene boyunca hastayla iletişim halinde olmak ve hasta kendisine dokunulmasını istemediği noktada durmak zorunda. Aksi halde bu taciz oluyor (Alpar, 2020).
Bu konuda travmatize olmuş biri olarak kendi deneyimimi paylaşmak istiyorum. İlk kez jinekolojik muayeneye gittiğimde evli olup olmadığım soruldu. ‘Hayır ama aktif cinsel hayatım var’ yanıtını verdiğimde doktor gözlerini devirdi. Sonrasında ne yapacağı hakkında hiçbir bilgi vermeden muayeneye başladı. Spesifik olarak ilk kez muayene olacağımı ve gergin olduğumu belirtmeme rağmen doktor hiç umursamadı ve aceleyle muayene etti. Sadece iki dakika içinde elle muayene, SMEAR testi ve vajinal ultrason yaptı ve bu benim için çok acı vericiydi. Odadan ayrıldığımda çok korkmuş ve travmatize olmuştum. Maalesef, bu yaygın bir deneyim. Simay da ilk jinekolojik muayenesinde benzer bir deneyim yaşadığını ve muayene boyunca yeterli bilgilendirmeyi almadığını söylüyor. Bunun sonucunda anksiyete yaşadığını ve bir daha hiç jinekoloğa gitmediğini ifade ediyor.
Olumsuz deneyimlere rağmen, jinekolojik muayenenin stresli ve travma yaratıcı olmayabileceğini gösteren iyi örnekler de mevcut. Deniz, detaylı bir araştırma yaptıktan sonra çok iyi bir doktor bulduğunu, doktorun her adımda kendisini bilgilendirdiğini, rızasını aldığını ve nasıl hissettiğini sorduğunu söylüyor. Bu yüzden, artık jinekoloğa gitmesi gerektiğinde eskisi kadar gerilmiyor. Fakat maalesef ki bu doktorlar herkes için erişilebilir değil. Genellikle özel hastanelerde ya da özel muayenehanelerde çalışıyorlar. Ancak bu özel hastane ve muayenehanelerde olumsuz deneyimler yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Devlet hastaneleri genellikle çok kalabalık, doktorlar aceleyle muayene ediyor ve tavırları problematik olabiliyor. Fakat, doktorların yargılayıcı olmaması, hastayı rahatlatması ve hastanın fiziksel ve mental bütünlüğüne değer vermesi gerekiyor. Bu nedenle, sağlık çalışanlarının yargılayıcı olmamayı, heteronormativite içinde düşünmemeyi ve hastalarla sağlıklı iletişim kurarak güvenli alan yaratmayı öğrenmesi gerekiyor. Bu yazının, Türkiye’deki güncel cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve eksiklikler konusunda katkıda bulunmasını umuyorum. Travmatize edilmiş biri olarak benzer deneyimleri paylaşma imkanı bulabildiğim için mutlu hissediyorum. Bu deneyimlerin nadir olmadığını aktarmayı hedeflediğim bu yazıda cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve planlaması konusunda acil şekilde insan hakları odaklı bir yaklaşım benimsemenin önemini vurgulamak istiyorum.
Türkiye’de doğum kontrol yöntemleri satın almak istiyorsanız, sağlayıcı kılavuzuna bakın.
Kaynakça
- Alpar, A. (2020). Jinekolog Muhabbetleri. Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL).
- O’Neil, M. L. (2017). The availability of abortion at state hospitals in Turkey: A national study. Contraception, 95(2), 148-153.
- Yel, G. (2020, May 12). Türkiye’de kadınlar jinekolojik muayeneden kaçınıyor. Inside Turkey. https://insideturkey.news/tr/2020/03/29/turkiyede-kadinlar-jinekolojik-muayeneden-kaciniyor/.
- Toolkit (2006). How to Deal with Rumors and Misconceptions About IUDs. https://toolkits.knowledgesuccess.org/sites/default/files/Service%20Delivery_rumorsandmisconcept.pdf